-İster Kanyon kızı olayım,ister Cevahir,biri ''kalk hadi Gültepe'de bir falcı varmış,kızım,kadın isim veriyormuş!'' derse atlarım giderim! Brezilya kızı yapmaz,Türk kızı yapar.-Bu,beni daha küçülten daha kro yapan bir şey değil,9/8 lik yaşıyoruz.Bence bunlar yerilecek özellikler değil;bunlar sevilecek şeyler.
-Türk kızının trip atma çizelgesi var mesela,erkek sana mesaj mı atıyor;
1.hemen cevap verimiyorsun 2.bir yarım saat bekliyorsun 3.sonra üç-dört kelimeyi aşmayan bir cevap gönderiyorsun.Üç nokta asla koymuyorsun,iki nokta koyuyorsun.Üç nokta,yaşlı ve edebi biri olduğu,iki nokta genç ve cool olduğunu gösteriyor.
Kocan Kadar Konuş kitabının yazarı Şebnem Burcuoğlu' dan...
Bayıldım bu röportaja :) Sonra aklıma msjlaşma evrelerinin ne tatlı olduğu geldi.
Bu arada dün akşam Medcezir dizisinde Çağatay ve offf kızın ismini unuttum,msjlaşmaları esnasında dönüp Efo'ya ''2-3 hafta ayrı kalıp msjlaşsak mı'' diye sormam extra bir şey oldu :))
Herkese mutlu hafta sonları...
22 Mart 2014 Cumartesi
17 Mart 2014 Pazartesi
Bıyık seklinde kurabiyeler *-*
Hafta sonuma neşe katan,hem kına gecesi hem de bekarlığa veda için kullanılabilir olarak düşündüğüm,
bıyık kurabiyelerim...
Sevgiler,mutlu haftalar...
11 Mart 2014 Salı
Midem ALMIYOR!
Sabahtan beri okuduklarımı,gördüklerimi,yazılanları midem almıyor benim.Şimdi boğazıma kadar öfkeyle doluyum,resmen yumru oturdu;gözlerimden ateş çıkıyor,içim çok acıyor benim.Öyle yorumlar okudum ki insanlardan,ne su testisi su yolunda kırıldı demedikleri kalmış ne de toplayın piçlerinizi demedikleri.ÖLÜM BU ÖLÜM!Sen hangi vicdanla yazarsın,hangi insanlığın arkasına sığınırsın hangi ruhu barındırırsın içinde!
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Uçmak istedim baba,
Gülüşümden vurdular!
Ben düşlerimi uçurtmama sakladım anne,
Uçurtmamı vurdular!
Ağla anne!
Gökyüzünün maviliklerini taşıyan yağmur damlalarıyla ağla!
Ağla anne!
Ağla ki gözlerindeki gök'yaşlarında mavi mavi uçayım.
Uçayım ki ben çocukluğuma doyayım.
Beni niye vurdular anne?
Bebeklerin, çocukların katili niye olunur ki anne?
"kötüleri vururlar" derdin ya..
Ben kötü müyüm anne...
BEN DÜŞLERİMİ UÇURTMAMA SAKLADIM ANNE..
UÇURTMAMI VURDULAR...
Gülüşümden vurdular!
Ben düşlerimi uçurtmama sakladım anne,
Uçurtmamı vurdular!
Ağla anne!
Gökyüzünün maviliklerini taşıyan yağmur damlalarıyla ağla!
Ağla anne!
Ağla ki gözlerindeki gök'yaşlarında mavi mavi uçayım.
Uçayım ki ben çocukluğuma doyayım.
Beni niye vurdular anne?
Bebeklerin, çocukların katili niye olunur ki anne?
"kötüleri vururlar" derdin ya..
Ben kötü müyüm anne...
BEN DÜŞLERİMİ UÇURTMAMA SAKLADIM ANNE..
UÇURTMAMI VURDULAR...
#BERKİNELVAN sana söz olsun BİTECEK!
10 Mart 2014 Pazartesi
Eyvah Eyvah 3
Herkese mutlu haftalar dilerim öncelikle,
Arkadaşlarla geçen bir hafta sonundan sonra döndük dolaştık ofis sularındayız :)Sıradan bir pazartesinin sıradan saatleri yaşanıyor şuan benim için.Çay,gazete,sosyal medya,mail kontrolleri vs vs...Bu arada çayı artık şekersiz içiyorum.1 hafta kadar önce Fat Block kullanmaya başlamıştım fazla kilolar nedeniyle fakat ben hem ilaç alıp hem de yemeye devam edince olmadı bu iş...Zaten 10 günlük tablet,kaldı 3 günüm...Bari şimdi şekeri falan kesip kendimi eti formlara vereyim de,ikinci kutuyu aldığımda bir işe yarasın dedim.Bu sabah girdim markete doldurdum grisini,eti form çıktım.Hep pazartesileri başlar ya bu işler,hadi bakalım,inşallah inşallah :)Kaç kilosun derseniz,1.69 boy a 62 kiloyum efendim...
Yazı başlığımıza gelirsek,pazar günü sinemaya gidelim dedik.Hangi film diye düşünürken Eyvah Eyvah 3 te bulduk kendimizi...Recep İvedik filmine yoğun talepten ve pazar günü olması nedeniyle gişe tıklım tıklımdı,resmen nefes alamıyor insan o kalabalıkta,en az 15 dakika beklemişizdir bilet için.Film hakkında ki düşüncelerime gelirsek,''gitmeyin efendim ne de olsa yakında tv ye düşer'' diyeceğim.Gerçi biz gitmekte baya geç kaldık ama...Elbette gülüyorsunuz filmde birkaç sahnede,elbette Demet Akbağ'ın oyunculuğu her zaman ki gibi muhteşem fakat o kadar basit bir senaryo o kadar amatörce bir kurgu ki,şahsım adına girmeseydikte olurmuşum dedim çıktığımda...Benim için puanı 10 üzerinden ancak 5 olabilir bu nedenle...
Hafta içi bir akşam Recep İvedik için gideceğiz,beklentim yüksek ve yanılacağımı sanmıyorum.
Bunların dışında hafta sonunun en keyif aldığım kısımlarından biri,kapanışı oldu.Belki biliyorsunuzdur Kuzey'in Oğlu Volkan Konak tekrar başladı.Maalesef pazar akşamları geç bir saatte yayında ama dün akşam Yavuz Bingöl'de orada olunca dayanamadım.Türküler,oyunlar,sazlar,sözler diriltti beni gece gece...İzlemiyorsanız bir ara uğramanızı tavsiye ediyorum.
''Bugün olabildiğince rahat,özgür ve sakin olacağım''
Sevgiler...
Arkadaşlarla geçen bir hafta sonundan sonra döndük dolaştık ofis sularındayız :)Sıradan bir pazartesinin sıradan saatleri yaşanıyor şuan benim için.Çay,gazete,sosyal medya,mail kontrolleri vs vs...Bu arada çayı artık şekersiz içiyorum.1 hafta kadar önce Fat Block kullanmaya başlamıştım fazla kilolar nedeniyle fakat ben hem ilaç alıp hem de yemeye devam edince olmadı bu iş...Zaten 10 günlük tablet,kaldı 3 günüm...Bari şimdi şekeri falan kesip kendimi eti formlara vereyim de,ikinci kutuyu aldığımda bir işe yarasın dedim.Bu sabah girdim markete doldurdum grisini,eti form çıktım.Hep pazartesileri başlar ya bu işler,hadi bakalım,inşallah inşallah :)Kaç kilosun derseniz,1.69 boy a 62 kiloyum efendim...
Hafta içi bir akşam Recep İvedik için gideceğiz,beklentim yüksek ve yanılacağımı sanmıyorum.
Bunların dışında hafta sonunun en keyif aldığım kısımlarından biri,kapanışı oldu.Belki biliyorsunuzdur Kuzey'in Oğlu Volkan Konak tekrar başladı.Maalesef pazar akşamları geç bir saatte yayında ama dün akşam Yavuz Bingöl'de orada olunca dayanamadım.Türküler,oyunlar,sazlar,sözler diriltti beni gece gece...İzlemiyorsanız bir ara uğramanızı tavsiye ediyorum.
''Bugün olabildiğince rahat,özgür ve sakin olacağım''
Sevgiler...
7 Mart 2014 Cuma
8 Mart Dünya Kadınlar Günü
Daha fazla resim için Tık Tık *-*
Bir avuç mutluluk demiştim Kurabiye Cafem'in bir önceki yazısında.Şimdi bunu gerçekleştirmek amacıyla hazırladığım kurabiyeleri almak için birbirinden tatlı iki bayan geldiler bile.Hem kendilerini tanıma fırsatı bulduğumdan hem de bu olanağı bana sağladıklarından ötürü kucak dolusu sevgiler buradan da…
Kurabiye dünyasına adım attığımda,özel günlerde birilerini hatırlamak,onlara ulaşmak,biraz da olsa neşelendirmek için fikirler üreteceğim demiştim kendi kendime…İlk olarak,8 Mart Dünya Kadınlar Günü tarihinin yakın olması nedeniyle Mor Çatı geldi aklıma.Nasıl ulaşabilirim,ne şekilde irtibat kurabilirim,acaba kabul ederler mi diye düşünürken bir maille başladı heyecanım…Heyecanıma,aynı heyecanla karşılık alınca da başladım bir şeyler oluşturmaya.
Kadın olmayı belki de hepimizden fazla sorumlulukla omuzlarında taşıyan meleklerin kalplerine,nacizane dokunuşlarım…Umarım her doğan gününüz,bir önce ki günden daha ışıklı olur.Sizlerin ve tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!
Sevgiler…
Sevgiler…
6 Mart 2014 Perşembe
Hareketli günler...
Güneşli bir İstanbul'dan sevgiler,
Site tasarım değişikliği,sticker,kartvizit,ürün alışverişi derken bu haftayı yavaş yavaş bitiriyorum.Ürünlere bakarken birbirinden güzel şeyler keşfettim ve beynimde şahane farklı fikirler oluştu.Bu kurabiye işi gerçekten çok keyifli bu nedenle,hayal dünyandan ne geçiyorsa yansıtabiliyor,araştırırken keyif alıyor,zamanın da nasıl aktığını farketmeden günün sonuna yaklaşıveriyor insan.Özellikle pastel tonu görsellerle karşılaştığımdaki huzuru anlatamam.Mesela bu siteden oldukça güzel görsellere ulaşabilirsiniz.Ben bakmaktan pek keyif aldım,umarım sizde alırsınız.
8 Mart Kadınlar günü ile ilgili bir adım atmıştım,dün akşam bununla oyalandım ve bu akşamda aynı şekilde zaman harcayarak sonuçlandıracağım.Detaylar daha sonra*-* Ama bilin ki güzel bir yerde güzel kalplere dokunacağım.Bunun için oldukça heyecanlıyım.İşte bunun uğraşını vermeden önce kurabiyelerimi süsleyeceğim ambalaj malzemeleri araştırırken bu siteyi buldum,içinde keçeden kumaşa,ipliklerden etiketlere bir çok şeyi bulabiliyor insan.Eminönü ile kıyas edilmeyecek olsa da,acil ihtiyaçları tedarik anlamında oldukça güzel bir çözüm.En azından benim açımdan*-*
Şimdilik benden bu kadar diyeyim,çok süre geçmeden tekrar buluşalım ;) Aaa bu arada Ahmet Batman'ın Soğuk Kahve kitabını aldım,şuan onu okumaktayım,bununla ilgili ayrıca bir postta görüşmek üzere,sevgiler...
Site tasarım değişikliği,sticker,kartvizit,ürün alışverişi derken bu haftayı yavaş yavaş bitiriyorum.Ürünlere bakarken birbirinden güzel şeyler keşfettim ve beynimde şahane farklı fikirler oluştu.Bu kurabiye işi gerçekten çok keyifli bu nedenle,hayal dünyandan ne geçiyorsa yansıtabiliyor,araştırırken keyif alıyor,zamanın da nasıl aktığını farketmeden günün sonuna yaklaşıveriyor insan.Özellikle pastel tonu görsellerle karşılaştığımdaki huzuru anlatamam.Mesela bu siteden oldukça güzel görsellere ulaşabilirsiniz.Ben bakmaktan pek keyif aldım,umarım sizde alırsınız.
8 Mart Kadınlar günü ile ilgili bir adım atmıştım,dün akşam bununla oyalandım ve bu akşamda aynı şekilde zaman harcayarak sonuçlandıracağım.Detaylar daha sonra*-* Ama bilin ki güzel bir yerde güzel kalplere dokunacağım.Bunun için oldukça heyecanlıyım.İşte bunun uğraşını vermeden önce kurabiyelerimi süsleyeceğim ambalaj malzemeleri araştırırken bu siteyi buldum,içinde keçeden kumaşa,ipliklerden etiketlere bir çok şeyi bulabiliyor insan.Eminönü ile kıyas edilmeyecek olsa da,acil ihtiyaçları tedarik anlamında oldukça güzel bir çözüm.En azından benim açımdan*-*
Şimdilik benden bu kadar diyeyim,çok süre geçmeden tekrar buluşalım ;) Aaa bu arada Ahmet Batman'ın Soğuk Kahve kitabını aldım,şuan onu okumaktayım,bununla ilgili ayrıca bir postta görüşmek üzere,sevgiler...
24 Şubat 2014 Pazartesi
Haftanın ilk günü yagmura sevgiler...
Yağmurlu bir haftaya başladık İstanbul caddelerinde...
Yaz-kış fark etmeden cam açık yatan ben,sabahın muhteşem soğuğuyla uyandım bugün...Yağmurlu olacağı zaten belliydi,gelen sevgili hava durumu mesajları sağolsun :) Bir hızla yataktan çıkıp giyinmeye başlamak ve evden çıkmak 15 dakikamı aldı sadece üşümem sayesinde...Şimdi sıcacık bir nescafe ile haftayı selamlıyorum.
Pazar günü izlediğimiz 3 filmden bahsedeceğim;
İlki Dombra müziği ile merak sardığımız Cengiz Han belgeseli...Müzikten bahsetmem gerekirse,çok yakın bir arkadaşımla geçen sohbet esnasında dinlediğim,Cengiz Han'ın savaş sahnesinden alınma görsellerle izleyiciyi etkileyen bir müzik&klip...-Efo'nun diline dolanması ve lehçeyi bilmediğinden ötürü,uydurduğu kelimelerle tüm gün evde yarım yamalak söylemesi,filmden çok etkilenmediğim için yanıma kâr kaldı :)- Bir heyecanla DVD dükkanından Cengiz Han'ı istedik ve belgeseli alıp eve döndük.İzledik,çok etkilenmemekle ve eleştirmekle birlikte anladık ki almamız gereken asıl filmin ismi ''Mongol''...O nu henüz izlemedik fakat belgesel niteliğinde ki filmi de Cengiz Han hakkında bilgi edinmek amacıyla izlemenizi tavsiye ederim...
İkinci film ise, Açlık Oyunları...Bu filmi izlemek için oldukça geç kalsakta,iyi ki dediğim filmler arasındaki yerini aldı.İlk film kadar etkileyici ve sürükleyici olduğunu düşünüyorum.İzlerken resmen onların yanındaymışım gibi gerildiğimi ve yerimde duramadığımı söyleyebilirim.Sanıyorum üçüncü film devrim niteliğinde olacak.Görsel şölen ve heyecan isteyenlere derim ki,kesinlikle izleyin.
Ve pazar gününün finali ise: Wilkinson Ranch...Filmin eskiden yaşanmış olaylardan esinlenerek yapıldığı hatta giriş kısmında o dönemlere ait araştırma enstitüsünün ve görevlilerin isminin verildiği;filmin sonunda ise olayı gazete küpürleri ile kanıtladıkları görülüyor.Filmde çiftlikteki çocuğun aniden kayboluşu ve durumu araştırmaya gelen görevlilerin başından geçen olaylar konu alınmış.Filmin sonu Uzay mekiğine bağlandığı için,bana çok cazip gelmedi.İzlenebilir diyemeyeceğim bir film açıkçası :)
Henüz izlemediğim Eyvah Eyvah 3 ve merakla beklediğim Recep İvedik filmleri için tekrar döneceğim,film kısmından şimdilik hoşçakalın :)
Huzurlu bir hafta diliyorum,sevgiler...
Yaz-kış fark etmeden cam açık yatan ben,sabahın muhteşem soğuğuyla uyandım bugün...Yağmurlu olacağı zaten belliydi,gelen sevgili hava durumu mesajları sağolsun :) Bir hızla yataktan çıkıp giyinmeye başlamak ve evden çıkmak 15 dakikamı aldı sadece üşümem sayesinde...Şimdi sıcacık bir nescafe ile haftayı selamlıyorum.
Pazar günü izlediğimiz 3 filmden bahsedeceğim;
İlki Dombra müziği ile merak sardığımız Cengiz Han belgeseli...Müzikten bahsetmem gerekirse,çok yakın bir arkadaşımla geçen sohbet esnasında dinlediğim,Cengiz Han'ın savaş sahnesinden alınma görsellerle izleyiciyi etkileyen bir müzik&klip...-Efo'nun diline dolanması ve lehçeyi bilmediğinden ötürü,uydurduğu kelimelerle tüm gün evde yarım yamalak söylemesi,filmden çok etkilenmediğim için yanıma kâr kaldı :)- Bir heyecanla DVD dükkanından Cengiz Han'ı istedik ve belgeseli alıp eve döndük.İzledik,çok etkilenmemekle ve eleştirmekle birlikte anladık ki almamız gereken asıl filmin ismi ''Mongol''...O nu henüz izlemedik fakat belgesel niteliğinde ki filmi de Cengiz Han hakkında bilgi edinmek amacıyla izlemenizi tavsiye ederim...
İkinci film ise, Açlık Oyunları...Bu filmi izlemek için oldukça geç kalsakta,iyi ki dediğim filmler arasındaki yerini aldı.İlk film kadar etkileyici ve sürükleyici olduğunu düşünüyorum.İzlerken resmen onların yanındaymışım gibi gerildiğimi ve yerimde duramadığımı söyleyebilirim.Sanıyorum üçüncü film devrim niteliğinde olacak.Görsel şölen ve heyecan isteyenlere derim ki,kesinlikle izleyin.
Ve pazar gününün finali ise: Wilkinson Ranch...Filmin eskiden yaşanmış olaylardan esinlenerek yapıldığı hatta giriş kısmında o dönemlere ait araştırma enstitüsünün ve görevlilerin isminin verildiği;filmin sonunda ise olayı gazete küpürleri ile kanıtladıkları görülüyor.Filmde çiftlikteki çocuğun aniden kayboluşu ve durumu araştırmaya gelen görevlilerin başından geçen olaylar konu alınmış.Filmin sonu Uzay mekiğine bağlandığı için,bana çok cazip gelmedi.İzlenebilir diyemeyeceğim bir film açıkçası :)
Henüz izlemediğim Eyvah Eyvah 3 ve merakla beklediğim Recep İvedik filmleri için tekrar döneceğim,film kısmından şimdilik hoşçakalın :)
Huzurlu bir hafta diliyorum,sevgiler...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)